Bağırsaklarımızda bizlere dost yaşayan “yararlı” bakteriler ve mayalar bulunur ve sayıları tahmin ettiğinizden çok daha fazladır! 100 trilyon dost mikrop, hayatımızı sandığımızdan çok daha fazla etkilerler ve vücudumuzdaki birçok metabolik işlevde etkileri vardır. Aynı zamanda her birimizin bir besini farklı sindirmesine, farklı işlemesine ve farklı metabolize etmesine sebep olurlar. Tüm bu bakterilerin ve mayaların toplamına mikrobiyota denir. Mikrobiyotamız besinleri metabolize edişi ile hayatımızı birçok yönden etkiler. İştah kontrolümüzü, yağ depolayışımızı, kan şekeri dengemizi, kronik hastalık riskimizi mikrobiyotamızın sağlığı belirler. Eş seçimimizde bile mikrobiyotamızın etkili olduğunu söylesem ne düşünürdünüz? Bakteriler işimize fazla burunlarını sokuyor olabilirler mi? Ne yazık ki bağırsaklarımıza ikinci beyin denmesi boşuna değil.
Yapılan bilimsel çalışmalar obezite dahil birçok hastalığın bağırsak kaynaklı olabileceğini ve bağırsak mikrobiyotasının düzenlenerek bu hastalıkların önlenebileceğini/geciktirilebileceğini ortaya koydu. Öyle ki, obez bir bireyden alınan mikrobiyota, sağlıklı bir bireye aktarıldığında, artık o birey de kilo almaya başlayabiliyor. Tam tersi mümkün olursa neler olabileceğini düşünmek ister misiniz? Fakat bu gaita transplantasyonu denilen işlem halen çok riskli çünkü sağlıklı var sayarak mikrobiyotasını aktardığımız bir kişinin mikrobiyomunda o anda bilinmeyen bir hastalığa yatkınlık olabiliyor ve bu yalnızca ağırlık kontrolü sağlamak için göze alınmayacak kadar büyük bir risk.
Bu nedenle biz bir başkasının bağırsağındaki bakterileri alıp kendimizinkine aktarmak yerine “Mikrobiyomumuza Özgü Beslenme” programı çıkarmayı tercih ediyoruz. Bunu da öncelikle kendi mikrobiyomumuzu analiz ettirerek, ve bağırsağımızdaki bakteri çeşitliliğini, bu bakterilerin hangi besinleri nasıl işlediğinin raporunu alarak, günümüzde artık yapabiliyoruz. Bu mikrobiyotayı doğru besleyerek, sağlık sorunlarımızı giderebiliyor ve önüne geçebiliyoruz.
Diyetisyen Sıla Saraç Beslenme ve Diyet Tedavisi Danışmanlığı’nda mikrobiyota analiz raporunuz değerlendirilebilir ve bu rapora göre bağırsak mikrobiyomunuza özgü beslenme planınız oluşturulabilir.
Özellikle IBS (irritabl bağırsak sendromu), kronik kabızlık, aşırı gaz ve şişkinlik sorunu, fibromiyalji, romatoid artrit gibi sağlık sorunları ve alerjiler yaşıyorsanız, bir türlü kilo veremiyorsanız, ailenizde şeker hastalığı veya haşimato varsa; bağırsak mikrobiyomunuza baktırmanızda fayda var demektir.
Aynı zamanda unutmayın: çok kısıtılı diyetlerin, hızlı kilo vermenin, detoks diyetlerinin, yalnızca sıvı içeceklerle 3 günden fazla uygulanan diyetlerin bağırsak mikrobiyotasına çok ciddi zararlar verdiği, obeziteye yol açan bakteri cinslerini çoğalttığı artık bilimsel olarak kanıtlandı. Tüm bu bilgilerden sonra yine de bu diyetleri yapmak ister misiniz?