Alzheimer hastalığı, başladıktan sonra ne yazık ki geri dönüşü günümüz koşullarında mümkün olmayan bir hastalık. Fakat önlemek için yapabileceklerimiz var.
Ne yazık ki kadınlarda erkeklere oranla bu hastalığın görülme ihtimali daha yüksek. O nedenle genetik yatkınlığı da varsa hanımlar daha fazla dikkat etmeli.
- Günlük beslenmeye zerdeçal eklemenin Alzheimer riskini düşürdüğü düşünülmekte. Fakat henüz ilaç gibi yüksek dozunun veya özünün kullanılması güvenilir mi değil mi bilinmiyor.
- Omega -3'ten zengin beslenmek çok önemli. Deniz ürünleri bu anlamdaki ilk kaynağımız. Haftada en az 2 gün tüketilmeli. Ceviz ve keten tohumu da bitkisel omega-3 kaynaklarından.
- Akdeniz tipi beslenmenin yine Alzheimer'ı önlemede yüksek oranda etkili olduğu bilimsel çalışmalarca kanıtlanmış. Akdeniz tipi beslenme kırmızı et tüketiminin sınırlı olduğu; tam tahıllara, kuru baklagillere, deniz ürünlerine ve meyve - sebzelere ağırlık verilen bir beslenme tarzıdır.
- Günlük 15 mg E vitamini, riski azaltıyor. Bir avuç fındıkta 5 mg E vitamini var. Sıvı yağlar da E vitamini konusunda zengin.
- Gençlik - yetişkinlik çağındaki obezite, diyabet ve hipertansiyon; Alzheimer riskini artırıyor. Yani kilomuzu sağlıklı sınırlarda korumak ve doğru beslenmek, yaşlılığımızda beyin sağlığımızı korumak için de önemli.
- Yapılan çalışmalarda, 80 yaşını Alzheimer olmadan görme olasılığı, genç yaşta fiziksel aktiviteye başlayanlarda fiziksel aktif olmayanlara göre 3 KAT fazla bulunmuş.
Yani, bugün sağlıklı beslenmeniz, yalnızca bugünkü fiziksel görünümünüze değil, hayat boyu sağlığınıza katkı sağlayacaktır. Bu çabaya "diyet yapmak" olarak nitelendirmek yerine "sağlıklı tercihler yaparak hayat kalitenizi artırmak" olarak baktığınızda, işiniz kolaylaşacaktır.